17. Djon’a Ukraynalı Arkadaşı Lyova Katılıyor
Rusça Türkçe Diyalog
- Джон, приве́т! Ну, как дела́? Тебе́ нра́вится в Москве́? [djon, priVİET! nu kak diLA? tiBİE NRAvitsa maSKVA?] – Djon, selam. Ee, nasılsın? Moskova’yı beğendin mi?
- Здра́вствуй, Лё́ва! Спаси́бо, у меня́ всё хорошо́. Пра́вда, у меня́ есть одна́ пробле́ма… [ZDRAstvuy LÖva! spaSİba, umiNİA fsö haraŞO. PRAvda, umiNİA yest’ aDNA praBLİEma…] – Merhaba, Löva. Teşekkür ederim, her şey iyi. Gerçi, benim bir sorunum var…
- Нет, нет, я не хочу́ знать твою́ пробле́му. [niet niet, ya nihaÇU znat’ tvaYU praBLİEmu] – Hayır, hayır, sorununu bilmek istemiyorum.
- Снача́ла мы за́втракаем – пото́м реша́ем пробле́мы. [snaÇAla mı ZAftrakayim paTOM riŞAyim praBLİEmı] – Önce kahvaltı ediyoruz, sonra sorunları çözüyoruz.
- Де́вушка, меню́, пожа́луйста! [DİEvuşka, miNÜ paJAlusta] – Hanım efendi, mönü, lütfen!
- Что Вы хоти́те заказа́ть? [şto vı haTİtie zakaZAat’?] – Ne sipariş vermek istiyorsunuz?
- Так, мне сала́т «Столи́чный» на заку́ску – там есть о́вощи, мне о́чень нра́вятся о́вощи. Пото́м… [tak, mnye saLAT staLİçnıy nazaKUsku – tam yest’ Ovaşşi, mnie Oçin’ NRAviatsa Ovaşşi. paTOM…] – Evet, bana meze olarak ‘Stoliçnıy’ salatası. Orada sebzeler var. Sebzeleri çok severim. Sonra…
- У нас есть вку́сные супы́… [uNAS yest’ FKUsnıye suPI…] – Lezzetli (güzel) çorbalarımız var…
- Нет, суп я не хочу́, сейча́с у́тро, то́лько 11. [niet, sup ya nihaÇU, siÇAS Utra,TOL’ka aDİnatsat’] – Hayır, çorba istemiyorum. Şimdi sabah. Daha saat 11.
- Посмотри́те, мо́жет быть, вам понра́вится горя́чее блю́до. [pasmaTRİtie, MOjıtbıt’ vam panRAvitsa gaRİAçeye BLÜda] – Bakınız, belki de ana yemeğini beğenirsiniz.
- Вот здесь горя́чие блю́да – у нас о́чень большо́й вы́бор: мя́со, ры́ба, вегетариа́нские блю́да… [vot zdies’ gaRİAçiye BLÜda uNAS Oçin’ bal’ŞOY VIbar: MİAsa, RIba, vigitariANskiye BLÜda…] – İşte burada ana yemeklerimiz. Çeşitlerimiz çok büyük: et, balık, vejetaryen yemekler…
- О́чень хорошо́… Да́йте мне, пожа́луйста, ку́рицу. [Oçin’ haraŞO… DAYtie mnye paJAlusta KUritsu] – Çok güzel… Bana tavuk, verir misiniz, lütfen.
- Како́й гарни́р? Карто́шка? Рис? О́вощи? [kaKOY garNİR? karTOşka? ris? Ovaşşi?] – Hangi garnitür istersiniz? Patates? Pilav? Sebze?
- Да́йте карто́шку. [DAYtie karTOşku] – Patates, verir misiniz.
- Что хоти́те пить? [şto haTİtie pit’?] – Ne içmek istersiniz? (İçecek ne alırsınız?)
- Снача́ла да́йте пи́ва «Ба́лтика», а пото́м… я ещё́ не зна́ю. [snaÇAla DAYtie Pİva BALtika, a paTOM… ya yiŞŞÖ niZNAyu] – Önce Baltika birası veriniz, sonra ise… henüz bilmiyorum.
- Хорошо́. Ваш зака́з: ку́рица и карто́шка, пи́во «Ба́лтика», десе́рт – пото́м. [haraŞO. vaş zaKAZ: KUritsa i karTOşka, Pİva BALtika, diSİERT – paTOM] – Tamam. Siparişiniz: tavuk ve patates, Baltika birası, tatlı sonra.
- Так, тепе́рь, Джон, я слу́шаю тебя́. Кака́я у тебя́ пробле́ма? Что случи́лось? [tak, tiPİER’, djon, ya SLUşayu tiBİA. kaKAya u tiBİA praBLİEma. şto sluÇİlas’] – Evet, şimdi, Djon, seni dinliyorum. Ne sorunun var? Ne oldu?
- Ты зна́ешь, Лё́ва, у меня́ о́чень больша́я пробле́ма и я ду́маю, что… [tı ZNAyış LÖva, umiNİA bal’ŞAya praBLİEma i ya DUmayu, şto…] – Biliyor musun, Löva, benim sorunum çok büyük ve bence…
- Алло́! Алло́! Мари́я, это Вы? Я пло́хо слы́шу, я ничего́ не слы́шу… [alo, alo! maRİya, Eta vı? ya PLOha SLIşu, ya niçiVO niSLIşu…] – Alo! Alo! Mariya, siz misiniz? Sesiniz kötü geliyor, sesiniz hiç gelmiyor… (Tam çeviri: kötü duyuyorum, hiç bir şey duymuyorum…)
- Кто э́то говори́т? Мари́я? А… это ты, ма́ма… Да, да, я сейча́с слы́шу тебя́… [kto Eta gavaRİT? maRİya? a… Eta tı, MAma… dada, ya siÇAS SLIşu tiBİA] – Kiminle konuşuyorum? (Tam çeviri: Kim konuşuyor?) Mariya? Ha… anne, sen misin? Evet, evet, şuanda sesin geliyor…